20 Mayıs 2011 Cuma

Moby - Destroyed!

 Yaklaşık iki haftadır yazmadığım kritiklere, sevdiğim bir sanatçı olan Moby'nin çok kısa bir süre önce çıkan Destroyed adlı albümüyle geri dönüş yapayım dedim. Kendisi sağolsun bana zevkli bir süreç yaşattı, hayranlarının da beklediği bir albüm çıkarmış gibi geldi bana...


  1. "The Broken Places" - 4:10
  2. "Be The One" - 3:29
  3. "Sevastopol" - 4:21
  4. "The Low Hum" - 4:13
  5. "Rockets" - 4:47
  6. "The Day" - 4:32
  7. "Lie Down in Darkness" - 4:26
  8. "Victoria Lucas" - 5:55
  9. "After" - 5:30
  10. "Blue Moon" - 3:31
  11. "The Right Thing" - 4:26
  12. "Stella Maris" - 5:14
  13. "The Violent Bear It Away" - 6:50
  14. "Lacrimae" - 8:05
  15. "When You Are Old" - 2:19

 Bu albümde diğerlerinden az da olsa farklı bir çizgiyi izlemeyi deneyen Moby, insomnia hastalığını albümdeki şarkılara güzel bir şekilde aktarmış. Albüm genel olarak ambient tarzından etkilenmiş ve müzikler de o ölçüde tekrarlı ve dinlendirici. Giriş şarkısı The Broken Places gibi pek çok enstrümantal parçaya ya da aynı müzikal öğeleri taşıyan vokalli parçalara rastlamak mümkün. The Broken Places, boşluk hissi yaratan bir enstrümantal ve gerçekten dinlendirici. Arkasından gelen Be The One, tekrarlı vokallerin oluşturduğu bir enstrümantal desem yanlışm olmaz. Sevastopol ise daha çok trance parçaları anımsatabilecek; ama ritm ve bas tonları yumuşak olan bir sözsüz parça. Hemen ardından gelen The Low Hum, konuk bayan vokal barından, ardından gelen Rockets ile aynı özellikleri barındıran, depresif bir parça.


 Albümün ilk single'ı olan The Day ise elektronik öğelerin yoğun kullanıldığı, ilk single olmayı hak ettiğini düşünmediğim bir parça. Lie Down In Darkness çok daha sıcak, melodik ve dinlendirici geliyor kulağa, her ne kadar bir single adayı olmasa da. Victoria Lucas ile sakin başlayan piyano melodileri, yavaş yavaş temposunu yaylılar ve tatlı melodilerle yükseltiyor, After ile daha yüksek tempoda, daha yerel melodiler işitiyorsunuz. 


 Ardarda gelen enstrümantal parçalar sonrasında Blue Moon'a geliyor sıra. Elektroniğin yoğun olarak kullanıldığını düşünüyorum, şarkı güzel olabilirmiş ancak dinlenebilirliği öldürülmüş gibi. The Right Thing ise her şeyin ölçülü olduğu muhteşem bir parça. Stella Maris'ten itibaren albümün geri kalanı enstrümantal. Stella Maris, keman gibi yaylı çalgıların yoğun olarak kullanıldığı bir parça, ardından gelen The Violent Bear Is Away gibi. Lacrimae ise piyano melodileri üzerine kurulmuş bir klavye melodisinin yaklaşık 8 dakika boyunca tekrarı, ama hoş. Albüme kapanışı yapan parça When You Were Old ise ağır yaylılarla süslenmiş parça.

Genel değerlendirme:
 Albümü çıkmadan önce, yarım yamalak dinleyip bu albüme on üzerinden dört gibi notlar veren Spin, Rolling Stones gibi dergilerin aksine, bu albümün yeteri kadar dinlendiğinde görülebilecek güzellikleri olduğunu düşünüyorum. 

Not: 7,5 / 10





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder