6 Mayıs 2011 Cuma

Foo Fighters - Wasting Light!!

 Foo Fighters, şahsen dinlemeyi tercih etmediğim "dört akor" gruplarından biridir benim için, her ne kadar tüm albümlerini barındırsam da. Albümlerinin çıktığını öğrenince eski bir ilkokul arkadaşımı görmüş gibi sevindim; ancak bu hissin nasıl olduğunu bilirsiniz. Bir sonraki adımınız ilkokul arkadaşlarınızı yolda gördüğünüzde yolunuzu değiştirmek olur. Albümde özel birkaç şey olmasa, verilecek tepki büyük bir ihtimalle Shift + Del + Enter olurdu.



 Bu albümde arkadaşlar "ulan madem dört akor yapıyoz bari azıcık şekil yapalım" çabasına girmişler ki girmez olsalarmış. Her ne kadar albüm ondan fazla listenin zirvesine otursa da, buna Billboard 200 de dahil, başarısını hak ettiği tartışılır. (ulan yazıya en son yazmam gerkenlerle başladım amerikan röportaj oldu galiba. ehehe? anlamadınız mı espriyi, ehehe? abi? ABİEEA?)




No.TitleLength
1."Bridge Burning"  4:47
2."Rope"  4:19
3."Dear Rosemary"  4:26
4."White Limo"  3:22
5."Arlandria"  4:28
6."These Days"  4:58
7."Back & Forth"  3:52
8."A Matter of Time"  4:36
9."Miss the Misery"  4:33
10."I Should Have Known"  4:16
11."Walk"  4:16


 Atonal rifflerle başlayıp, bir sonraki şarkıya geçme isteği uyandırabilir Bridge Burning; ancak biraz bekleyince kendini size çekecek hoş bir açılış şarkısı. Tek sıkıntısı nakaratlardaki vokal melodilerinin şarkıya biraz yumuşak kaçması. 


 Yazının başında grubun yeni albüm hakkındaki tahmini görüşümü doğrularcasına açılışı yapılan Rope, aynı zamanda albümün ilk single'ı. Nakaratı yine hoşuma gitmese de verseleri ve üzerinde ciddi anlamda durulmuş davul ritimleri şahane. Sonlara doğru bir gitar solosunun girmesi beni şok eden detaylar arasında. Rush etkileri sezmek mümkün. 


 Hoş arpejlerin bizi karşıladığı ilk şarkı Dear Rosemary. Hoş bir girişi var ve eğlenceli rifflere sahip. Solo gitara az iş düşmüş olsa da şarkıyı aralarda iyi süslemiş, olmasa eksikliği yoğun derecede hissedilir.  


 Harmonik minörden çalınmış sert bir açılış riffi, şarkının ana riffi ile destekleniyor ve Dave Grohl 40'ından sonra azmanın ne demek olduğunu gösteriyor White Limo'da. Önümüzdeki yıllarda çıkacak bir yarış oyununda karşımıza çıkması mümkün.


 White Limo'dan sonra bir şey kaldırmayacak duruma gelen kulaklar, yumuşak girişi olan ve şarkının genelinde de, girişi kadar olmasa da, bu yumuşaklığı koruyan bir şarkı Arlandria. Single olarak çıkması ve "yu ar nat mi ayemriyal"  diye etrafta dolaşacak kitleler oluşturması mümkün. 
(+ne diyon olm arlendiya diyo orda! - (...) biliyorum  ama canım öyle demek istiyo +... -...ben gidiyim... :( )



Adıyla aklıma Bon Jovi'nin en iyi albümlerinden biri olan These Days'i getirdiği için beni umutlandıran bir şarkıydı These Days. Hoş arpejlerle yaptığı bir giriş vardı ve, çok iyi gidiyordu. Taa "easy for you to say" diyene kadar. Nev'in ağzında sakız olan "prozodi çocuklar aman dikkat, prozodi" dediği şeyin ne kadar ciddi bir felaket olduğunu burada görmek mümkün. 


 Sıradaki Back & Forth, albümün sürekli inen-çıkan grafiğini sabit tutan bir şarkı. Gerçekten kullanılan riffler iyi, aralıklı olarak vokal veya melodilerde Nirvana etkileri görebiliyorsunuz; ancak bunlar şarkının geneline hakim olan pop soundı içinde ufak bir yer kaplıyor. 


 Bu sefer girişi sert, devamı yumuşayan A Matter of Time var sırada. Köprü kısımları kulağa itici gelse de, nakaratı ve sonrasında giren verse'ü -özellikle verse'ün arkasındaki tatlı arpejler- kulağın pasını silip atıyor. Bence albümün en iyilerinden; ama arka planda kalacak şarkılarından biri. 



  Miss the Misery, yine Back & Forth gibi grafiği koruyan şarkılardan biri. Grubun alışık olmadığınız bir soundına sahip olsa da, bahsettiğim kadar yabancı bir şarkı değil. Yakın bile bulabilmeniz mümkün. 


 Şimdi biraz dinlenme, sakinleşme zamanı. Yaylılarla yapılan bir girişten sonra teneke tonlu arpejler arasından yükselen Grohl'un sesi, bir ninni gibi I Should Have Known'da. Canlı performanslarında Dave Grohl'ün mikrofonu izleyici kitlesine doğrultup, kitlenin var gücüyle söyleyeceği bir şarkı olacağını kestirebiliyorum. 


 "oh be bitti sonunda" derken, lise son sınıf öğrencisi gibi hissettiriyor, "bitsin be hadi be" diye saydığınız günlerin sonunda "allahım ne olur bitmesin" dedirtiyor adeta son şarkı Walk. Şeker gibi bir giriş yapıyor, temposu yavaşça artıyor ve bir süre sonra kendinizi iyice kaptırıyorsunuz. Dave Grohl şarkının bir kısmında içindekileri kusarcasına söylüyor, şarkının benim için en etkileyici kısmı o oldu. 


Genel değerlendirme:
 Albümün inişli-çıkışlı bir grafiği var. İçinde çok iyi şarkı çok az, ortalama şarkı fazla. Deneysel bir şeyler yapma kararı alıp iyice batırdıkları yerler olmuş fakat şarkı içinde o bölümlerin toparlandığını görüyorsunuz. Deneysellik konusunda hoşuma giden tek detay, davulların diğer albümlere göre daha iyi, hatta bazı şarkılarda harikulade olması. 


Not: 7/10


  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder